Uç Beyliğinden, Cihan Devletine Giden Yol
- Mehmet Karagül
- 20 May 2020
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 Eki 2023
Moğolların 1243’te saldırmaları sonucu yaşanan Kösedağ Savaşı ile Anadolu Selçuklu Devleti’nin, Anadolu’daki hâkimiyeti büyük ölçüde sarsılmış ve bunun ardında Anadolu’da İkinci Beylikler dönemi başlamıştır. Müslüman Türk Dünyası için fetret dönemi olarak da adlandırılan bu yıllarda Anadolu coğrafyasında 20’nin üzerinde beylik kurulmuş ve bunların her biri, Anadolu’daki siyasi birliği yeniden inşa edebilmek için birbirleri ile karşılıklı mücadele ve savaşa girişmişlerdir.

Ancak etkinliği ve gücü bakımından en zayıflarından olan Osmanlı Beyliği, “Hedef Rumeli” diyerek diğerlerinden farklı bir strateji izlemiştir. Diğer beyliklerin düşmanı, içeriden ve kendinden iken; Osmanlı Beyliği’nin düşmanı, dışarıdan ve kendinden olmayan bir hedefti. Neticede ötekiler, dünya siyasal tarihinde herhangi kalıcı bir iz bırakmadan zaman içinde kısa sürede kaybolurken, Osmanlı Beyliği, Müslüman Türkün; adaletini, diğerkâmlığını ve medeniyet inşa etme hasletini bütün Cihan’a göstermişlerdir.
Muhakkak ki sosyal olayları tek bir nedenle açıklamak mümkün değildir. Bu anlamda Osmanlı Beyliği’nin öne çıkmasında; kurulduğu bölgenin uç bölgesi olması ve Moğol baskısından uzak bulunması, topraklarının tek elden yönetilmesi, gelişme döneminde yönetimin tamamen Türklerin elinde olması ile düzenli ve güçlü bir ordu kurma düşüncesine sahip olmaları gibi birçok etkenden söz edilebilir. Ancak bunların hiç birinin etkisi, topluma: “Hedef Bizans” demekten daha etkili olmamıştır.
Kendi içinde oldukça farklı etnik yapıya sahip olan ABD’nin bu gün, Irak ve Suriye çöllerinde ve Afganistan dağlarında “Radikal İslamcı” söylemiyle düşman araması başka hangi saikla açıklanabilir? Kuşkusuz bunun en önemli nedeni: “Asıl düşman dışarıda iken! Kimse farklılıkları sebebiyle iç çatışmaya fırsat bulamasın, hatta bunu aklına bile getirmesin”, düşüncesini ülkede bütün insanlara hissettirmektir.
Ülkemiz dâhil iç çatışma yaşayan bütün İslam Dünyası’nın bu tarihi gerçeklerden alacağı hiç mi ders yok?
Comments